29 Aralık 2012 Cumartesi

Geçmiş Yaşam Travmaları



       Biz regresyona girdiğimiz zaman bazı anılar rüya gibi gözümüzde canlanmaya başlar... Bu anılar bilinçaltımıza gömülmüş derin deneyimlerdir...Eğer o geçmiş hayata geçiş yaparken bedensel bir duyarlılıktan yola çıktıysak bu bizim fantom bir ağrı duymamıza kadar gider...Bu daha derin düzeyde bizim taşıdığımız travmatik kalıntının ortaya çıkmasıyla şimdiki yaşantımızdaki etkilerini anlayabiliriz...
Örneğin adını Ayşe diyeceğim bir danışanım iki geçmiş yaşamında da asılarak ölmüştü. Şimdiki hayatında boynunda sebebinin ne olduğunu bilmediği ileri derecede boyun fıtığı vardı.Sürekli sırt ağrısı çeken bir danışanımda geçmiş yaşamında rıhtımda yük taşıyan ve son derece mutsuz bir yük işçisiydi.
      Bu anılar regresyonda su yüzüne çıkınca gerçekten çok şaşırtıcı oluyor. Nasıl hayatımızı etkilediklerini farkediyoruz. Neredeler peki ? Bizim fiziksel bedenimizi sarmalayan enerji alanlarımızda bulunuyorlar. Daha doğrusu Geçmiş Yaşam Araştırmacıları o anıların daha çok eterik alanda yapışık olduklarını öne sürüyorlar. Buna blueprint'de _ deniyor. Burada kalmış anılar her zaman olmasa da döküntü, doğum lekesi, jinekolojik hastalıklar gibi durumlar olarak şimdiki bedenimizde degörülebilirler..

     Bir regresyon çalışması sırasında hatırlanan bir travma şifalandırılır ve o sorun ortadan kalkar...
Bu konuyla ilgili bir danışanımın migren ağrılarında ciddi bir aşama kaydettik. Geçmiş hayatında kafasına kurşun sıkarak kendini öldürmüştü. Gittiği o hayatta hayatıyla ilgili kendi kararlarını verdi ve çözümlerini buldu. O eterik bedendeki bu izi salıverince migren atakları ortadan kalktı. Burada şunun altını çizmek istiyorum. Enerji alanlarımızda bulunan geçmiş hayatlarımızdan taşıdığımız izler bizim bitmemiş işlerimizi de gösterir ve onu bu hayatımıza kadar getiririz...Aynı zamanda çocukluk anılarımızda da bizim ' bitmemiş işlerimiz ' vardır...  O bitmemiş işlerin enerjisi şimdiki hayatımızda bizi takip eder...Bir danışanım babasından nefret ediyordu ve bunun sebebini öğrenmek için gelmişti. Geçmiş hayatında babasını rahip olarak gördü ve o hayatında onun öğrencisi olmuş ve rahip hocası onu hep ezmişti. Ona kurallar gereği de asla sesini çıkaramamıştı. Bu bağlantıyı anladı ve babasından herhangi bir konuyla ilgili azıcık bir uyarı bile gelse neden sinir küpü olduğunu anladı. Enerji alanında bitmemiş işleri tetikleniyor o eziklik duygusunu farkında olmadan yaşıyordu.Bunu çözdüğünde babası ile problemi ortadan kalktı.
Şems'in dediği gibi acıyı anlamak için acının içine dalmak gerekiyor...Acının şifası acının içinde çünkü...
   Bazı durugörüler kişilere baktıklarında enerji alanlarını görebiliyorlar ve geçmiş yaşamlarının son hallerini de...Bu her zaman olmasa da o an kişi duygusal, düşünsel ve fiziksel anlamda o durumdan etkilenmişse...  Düşünsenize  yolda giderken yanınızdan kalbine  bıçak saplanmış bir adam geçiyor, arabayı kafasında balta olan birisi kullanıyor...kapıcınızın ellerinden ve ayaklarından zincirler sarkıyor...Drakula filmlerindeki gibi...
Belki algılarımız açıldıkça bizde görürüz ama eğlenceli olur mu bilmem....sevgiyle...

Herkim  ölmeden önce ölürse öldüğünde asla ölmez...Abraham of Santa Clara



             
 
<




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder