30 Aralık 2012 Pazar

Enerji Alanları nedir?





     Enerji alanlarımız dünyanın etrafını saran atmosfer gibi bizi kuşatır. Sanki ikinci bir deri gibi bizi korur.
Oldukça ince bir tabaka olup herkes tarafından algılanması çok zordur. 
Bu bizi kuşatan farklı özellikteki enerji tabakalarını matruşka bebeklere benzetebiliriz. Açtıkça bir başka bedene geçeriz.İçeride kalan en küçük bebek bizim Fiziksel Bedenimizdir. Onun üzerindeki bebeği sarmalayan ince tabaka Eterik Bedenimizdir  .Bu tabakada belirli bir zaman zarfında geçirilen hastalıkların, yaralanmaların, sakatlanmaların izi vardır. Bloke olduğu zaman yaşam enerjisinin akışı bozulur ve hastalıklar ve fonksiyon bozuklukları başlar. Onu 'Duygusal  beden ' çevreler.  (Astral Beden ) Bu alan duygusal durumumuza veya modumuza  bağlı olarak genişler veya daralır.Renkli görülen kısımdır. Aura olarak durugörüler tarafından tanımlanır. Geçmişten veya geçmiş yaşamdan taşıdığımız duygusal travmaları canlı hatıralar olarak taşır... Korku, şiddeti suçluluk, utanç, taciz, değersizlik duyguları gibi...Daha sonra gelen tabakada Mental Bedendir.Buraya tekrarlayan saplantılı düşünceler taşınır. Bu tabakada aynı zamanda geçmiş hayattın ölümü anında  taşıdığımız düşüncelerde vardır...Ben sevilmiyorum...kimsenin umurunda değilim...daha fazlasını yapmalıydılar...geri döneceğim gibi....Aynı zamanda kişiyi kısıtlayan negatif düşüncelerde   burada bulunur...Yeterince iyi değilim...herkes bana bakıyor....artık kimseye güvenmeyeceğim...
Yukarıda anlattığım üç enerji alanından farklı olarak bir tane daha vardır.Kişiye aittir ama diğer enerji bedeni alanlarıyla da bağlantı halindedir.Bu bedene 'Spiritüel beden 'ya da 'Nedensel Beden' de diyoruz. Carl Jung bu bedeni kişinin bilincinin ötesinde düşünmüş ve kollektif bilinçaltı demiştir. Bu bölüm bizim yukarıda kalan parçamızdır.Bu karmik uzantılarla diğer kişilere bağlanırız.O parçamız bizim bilen yanımızdır.Spiritüel alan çeşitli yollarla diğer bedenlerle etkileşip enerji tutabilir. Örneğin geçmiş yaşamda ölen bir bebeğin eterik bedenin uterin bölgesine tutunması, mutsuz ve yalnız ruhların  depresif insanların duygusal bedenlerinin o bölümlerine tutunmaları, haksızlığa uğramış ruhların suçluluğu sürekli hissettirmek için düşünsel bedene tutunmaları gibi....Bu konuyu ' Davetsiz Enerjiler ' yazımda da okuyabilirsiniz.

      Bir kişi öldüğü zaman üç düzey beden sanki bir enerji  zarfı gibi yukarı çıkar. Ama bir farkla ; o hayatın travmalarının izlerini taşıyarak...Diyelim ki bir adam arkasından bıçaklanarak öldü.Eterik bedende travmanın izi ( blueprinti ) kalacak  ve o fiziksel travması gelecek yaşamlarını fiziksel boyutta etkileyecektir. ( İşte durugörüler eterik bedene gömülü bıçağı bu noktada görebilirler...) Bu kişi bir kavga sırasında bıçaklandıysa duygusal bedeninde de öfkenin izleri olacaktır. Ama izler olayın görüntüleri ile bağlantılıdır.Üçüncü düzeyde mental bedende o kişinin ölürken ne düşünüyorsa onları taşır... Geri geleceğim.!..   İntikamımı alacağım! gibi...Bu durumda bu düşüncelerin mental bedende izleri vardır aynı zamanda duygusal bedeni etkiler ve eterik bedendeki izleriyle ardışık hayatlara  taşınır.
  Dördüncü düzeyde ' kollektif bilinçaltı ' demiştik.Bu alan zaten bir yere gitmez. Kişinin kollektif bilinçaltına ait olup ölümden sonra etkisi yaşam sırasında bitmemiş işlerle bağlantılıdır.Yaşamlar boyu suçluluk duygusu taşıyan birinin perili hikayelere konu olması gibi... 
   Regresyon terapisi enerjiyi taşır, özellikle yüklü duyguları yüzeye çıkarır ve beden terapi çalışmaları ile dönüştürür.  Sonuç olarak bizde dönüşürüz...

Nice mutlu yıllara....



Geçmişi hatırlamayanlar tekrar etmeye mahkumdur....Santayana











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder